Küvette bir sabunluk ihtiyacıyla aşığım sana;
Kedide bir düzen susuzluğu.
Koroyu mırıldanarak ATM kuyruğunda bekleyen gangsta bi kemerin sarmalı.
Aklımdan çıkmayan osbirler.
Volkanlar gibi sönmekle coşmak arasındaki entropi.
Bi adımım yok ki hayat değil bir kabul.
Öleceğimi bilsem şimdi sana el sallarken
bakmadan geçerdim caddeyi.
'Zaten artık görmediğimizin şiirini yazamıyoruz.
Bütün hayat bi otobiyografi.'
Oturmanın, sabah rakılarının
Güneş batışı midye dolma özleminin.
Atilla İlhan'a inandığımız günlerin.
Ağız köpürmelerinin ve güllerin.
Ve demokratikleşmiş sözün hıçkırıkları geliyor kulağa
misafir odalarında bi doğum arifesi.
Olsa olsa yarraklar, mikrafon şow, microphone show.
Vites kolları başkanlığı aile içi atamalı.
Dağda değil gözümüz, fisdan bağlamış.
Ayakları tuz basmış.
Her köşegenin ortasında kesişen iki çift bakışın sessiz selamlaşmalarını
etin iradesi idare etmiş.
Bir filiz ağarken düşen çiğde
yansıması yitmiş ki
daha başından bu yarılma hiç gerçekleşmemiş.
Küvette bir sabunluk ihtiyacıyla aşığım sana.
Öleceğimi bilsem şimdi sana el sallarken
bakmadan geçerdim caddeyi.