Distopya-şiir
Bütün yok harekete rağmen bitik döndüm eve
Güneş ağır kokuları grup grup tutuyordu havada
Gözümdeki tarama isteği midemi bulandırıyordu
Mutasyon çeşitlemesi
çoğu eksik-yenmiş insan
beş bin yataklı hastane durağının önünde
et torbaları gibi yığılmıştı
Mini-bir-anne bebeğinin çıngırağını yutmuştu
ağlaması zorluyordu göğsünü
Bir kız memelerinin arasına dondurma koymuş
plastik dudağındaki rujdan taşırıyordu tabağındaki sosa
Oğlanlar oğlan değil proje gibiydiler
pürüzsüz
tek renk
filtrelenmiş
O o o o o unut unut unut unut unut
(Bana olağan dünya yok artık dedim)
Zor attım içeriye kendimi bitik döndüm
Döndüm bıraktım koltuğa bedenimi
bıraktım dönerek
Bir budum altına doğru geçti koltuğun, yaylarından geçti
çürüyerek
Düşünme ve sessiz moduna geçti bir lobum
Parmaklarım kılcal damarlarına dokundu beynimin, şekil verdi
Bu şeklin kaçış planına bakmaktan korktum
Uyu uyu uyu uyu uyu o o o o o uyu uyu uyu uyu uyu
Az uykumdan yarızamanlı walking dead olarak sıçradım
Gerilihis gözkapaklarımda çat laks ızıs ı
Az uykum ve sonra kaşım açık
(Apartman boşluğundan banyoya porno linkleri
keşfet-reklamları damlıyordu)
tıp tıp tıp sesinde sektirildikçe ağrılarımı-
Sandviçimi alıp bir okyanus hayal ettim
Okyanusu hayal ettim yani o olan kendi olan başka-susuz
Mutlak
zonklamam
en derindeki kumu sarsıyordu
İki dilim yalan arasında yüzen hipergerçekler-
Yutkunmam
çoğalıyordu
Daralıyordu mutfak
Bardak sarsıntıdan dönüyordu
Çoklu kanalları çarpı kapayıp düşünme ekranından
duşa girdim
Giyilmeyecek şeylerin anlamsız defilesi dünya-
Kovdum manken edebiyatı
Kovdum manken ilişkiyi
Kovdum manken menüyü
Kovdum manken cumhurbaşkanını
Kovdum manken tasarımları
Kollarını bana açan kavisli smart şefkati
el işaretimle ses işaretimle kapamaya çalıştığım tüm kanallar
açıklıklar
çat laks ı zıs ı
Çıplak kalçama ve yanaklarıma dokundum, yokladım
duşa girdim
Buhar içimde sayısız error böceğini kımıldattı
Ayaklarıma ve sokaklara korkunç yürüyorlardı
(Küçük pencereyi yavaşça kapadım)
O o o o bulaşmıştı bana
O o o o insanı bulaştı bana
İpotekli
tutkallı
kendisiz bir yığın o
Suyu döktükçe çoğalıyordu o-hücrelerim
Suyu döktüm üste krem suyu döktüm alta kan sızıyordu
Çözülüyordu ağır kokular
Kustum midemdeki asidi-
Yarıklarda kayboluyordu kendime baktığım
Büzülüyordu tekne
Kemiğimden alıp büzülüyordu
Kendi giderine çekiliyordu
Teknenin ölümüne karışıyordu ölümüm
Bastım yere- bastım toparlanıp- bastım iyice-
Üstüme yapıştım yakamdan çekiştirdim sarstım Onu
Duşakabinci- bağırdım- yardım- bağırdım-
somut olan şeyleri- bağırdım-
Error böcekleri topal ve hızlı geliyorlardı-
Dişimi sıktım korkuyla
birazını kırdım dişimin
doku bıraktım kollarımda
Zorladım kapıyı tosladım duvara geri yollandım
Ağladım, bana kalsaydım dedim
Ağladım, seçmediklerimi yaşadım
Seçmediklerimi yaşamaya çalıştım, ağladım
Uzaysız bir kara delikte
geri dönüşümsüz bir robotik olarak ben
bana olağan dünya son artık dedim.