-İbo ablamların komşusuydu. 90ların sonu herhalde. Bu, Urfa'da yerel bir kanalda çıkıyor sürekli. Bir gün gittik ablamlara, sokakta bir aradayız binadaki çocuklarla. Küçük ibo da var. Dedi ben "Güneydoğu tv'ye çıktım." Dedim sen güneydoğu tv'ye çıkmışsan ben Show tv'ye çıkarım tırreek.
-Benim de işte böyle bir anım var. Annesinin ismi "Beyaz"dı sanırım. Ya da komşular kendi aralarında mı beyaz diyorlardı hatırlamıyorum. Babası da öğretmendi. Çok gariban bir aileydi. Parladığı gibi söndü.
-Sonra abim de beni unkapanı'na götürme derdine düştü. Ben ortaokuldayım herhalde. Biri geldi unkapanı'ndan. Urfa'da bir berberde benim sesimi dinledi. Dedi bu çocuğu götürelim İstanbul'a. Eniştemle görüştüler. Eniştem herhalde o günlerden anlamıştı kendimi bilime adayacağımı. Dedi bu çocuk okuyacak. İşte benim önümü kesti böyle. Benim sesim 14ünde neyse 34ünde de aynı ses. Kısmet tabi.
-Abdullah Uyanık da sesimi dinlemişti. Allah gani gani rahmet eylesin. Kapalı pasajında kendi dükkanında. Sene 95-96.
Dedi müzik eğitimi al yolun açık olsun
-Lisede de matematik öğretmenim, git Mimar Sinan mülakatlarına gir bu süreçteki tüm masraflarını karşılayayım dedi. Babama dedim, rahmetli kabul etmedi. Davulcu mu olacaksın dedi. Aynı öğretmenim üniversiteyi kazanınca bana bir gömlek hediye etti.
-2005'te TRT Diyarbakır radyosunun seçmelerine kabul edildim. Kıştı, muazzam bir kar vardı. Makyaj falan yapıldı bekliyorum. Öksürük krizi tuttu, kimseye bilgi vermeden çıktım. Yaklaşık 2 km boyunca öksürdüm. Sonra gidip kulağımı deldirdim.