Çok televizyon izliyordum. Pek ders çalışmıyordum. Derslerim fena değildi. Metal bölümünde okuyordum. Endüstri meslek lisesi. Çok şey öğrendim orada. Okuldan gelir gelmez üstümü değiştirip film izlemeye başlıyordum. birisi gelip TV'yi kapatana kadar üst üste filmler izliyordum. Evin diğer sakinleri için İşkence gibiydi. Çünkü aynı filmleri izleyip duruyordum. Hep vurdulu kırdılı filmler. Nasıl ki belediye başkan adayları bir şey vaat ederler oy almak için, ben de izlediğim film bitince ders çalışacağımı vaat ederek izledikçe izliyordum. Yazları manifaturacıda çalışıyordum. Kumaşları sardıkları dikdörtgen şeklinde kartonlar vardı. İçlerinden tahta çıtalar çıkardı. Bu çıtaları elimin keskin kenarıyla vurup kırarak vuruş tekniğimi kusursuz hale getirdim. İşe giderken gözlerimi kapatarak yürürdüm hislerimi geliştirmek için.
Okuldan arkadaşlar çağırıyordu böyle böyle durumlar var diye. Tamam geliyorum diyip kapatıyordum telefonu. Okulda genellikle Davut diyorlardı bana. Söyledikleri yere gidip çat çat indiriyordum yaramazlık edenleri. Sonra hadi eyvallah diyip geri dönüyordum. Sorunları çözmede bir numaraydım çünkü yöntemlerim çok etkiliydi. Bütün zamanlarda hep Cüneyt Arkın filmleri vardı içimde. Odunla vursalar bile ah etmiyordu. Yabancı filmlerde bağırıp çağırırlar, tek kurşunda ölürler, cüneyt'e şarjör boşaltsan bile ölmez. Bütün bunlar çok fazla etkiledi beni.
Bugün dta olmamda Cüneyt Arkın filmlerinin inkar edilemez bir payı var. O yüzden Cüneyt Arkın diyorum. Da baddest'ın kapağına en çok yakışacak isim. Seni sevmeyen ölsün be Cüneyt abicim.