Ben isterim ki gün geceye
gece güne değerken uyanık olalım
sihirli ışık çarpsın gözümüzü diktiğimiz her yere
alnımız aydınlansın
zihnimiz parlasın.
Tina
Kont'un ölümsüz-tehlikeli arkadaşından kaçarken
zehirli bir mantara bastı
yerin altına, yeryüzünün
karanlık versiyonuna çekildi
Zaman ikiye bölündü
Lady olmayı hayal etmeyen Tina
sevgilisi Kont'un sihirli mantar odasına koşuyor
onu bulmaya.
***
Orman perileri kendi aralarında konuşurken
duyuveriyor Kont Tina'nın başına gelenleri
Kurtarmak için sevgilisini
şarkılarla yalvarır ilahlara
Sonunda yer altı baronu Kukua işitir sesini
Kükrek sesiyle:
"İzin veriyorum sevdiğini yeryüzüne çıkarmana
ama bir şartla
sihirli mantar odasından yeryüzüne çıkabilmek için
gün doğana değin uyumayacaksınız" der
***
Zaman ikiye bölündü
Yerin üstü yerin altına ince iplerle bağlandı
Buluştular sihirli mantar odasında
Hareketin içine dahil oldular
Dört duvar Van Gogh tablolarıyla doldu odaya
Göğüslerinden kenetlenip
gözleri açık
seyrediyorlar şimdi dönerek Van Gogh'ları
Hiç bitmiyordu gece
Uyku göz kapaklarına oturuyordu.
Neyse ki
renkler ışıl ışıl.
Resimlerin arasında
günün en güzel vaktinin çaktığı sihirli ışığa
bırakıp kendilerini uyudular
Onları gören cüce-an anlatıcıları
Van Gogh'un ressamı Rembrandt'a fısıldadılar
o kısa vakitte gördüklerini
şaşkınlıkla,
hayranlıkla ve korkarak.
Rembrandt, Van Gogh'un en sevdiği resimlerinden birini
Yakup ile Melek'i yapıyor günün gecesinde.
Ben isterim ki gün geceye
gece güne değerken uyanık olalım
sihirli ışık çarpsın gözümüzü diktiğimiz her yere
alnımız aydınlansın
zihnimiz parlasın.
Tina yarı Anglosakson yarı Afrikan bir fidan
Kont sadece Anglosakson
Tina hayata umut dolu neşesiyle bağlı
Kont Tina'dan beri
özgür,
ilk defa biriyle.
Tina şanslı, buldu elinin çizgilerinde yazan kaderini
Kader ne güzel takdirdir
yollarda kaybolmadan ulaşırsan eğer.
Cüce-an anlatıcıları
zamanlar arası aynı anda farklı yerlerde olabilen tek varlıklar
güneşin doğmadan az önceki aydınlığında
Saint Remy'de kalan Van Gogh'un yanına uğradılar
Anlattılar
şaşkınlıkla, hayranlıkla ve korkarak gördüklerini
Van Gogh, güneşin doğuşunda
gece güne değerken
Tina ve Kont'u görerek değil,
hayal ederek yaptı Yıldızlı Gece'yi.
Ormandan sihirli mantar toplayıp yemişti
Rüzgar,
çalıların üzerine koyduğu Yıldızlı Gece'yi
fırça izlerinden çekti
Güneş ardılandı resmin içinde
Dışarısı vurmadı resmi
Resim dışa vurdu kendini.
Ben isterim ki gün geceye
gece güne değerken uyanık olalım
sihirli ışık çarpsın gözümüzü diktiğimiz her yere
lnımız aydınlansın
Zihnimiz parlasın
Tina ve Kont
belki yaşamıştır
Gün geceye gece güne değerken.